❪ 𝗼𝘅𝗶𝘃 ❫ ⋆ 𝗼𝘃𝗶𝗶. 𝒓𝒐𝒄𝒌𝒔𝒕𝒂𝒓'𝒔 𝒇𝒓𝒆𝒆𝒅𝒐𝒎

Màu nền
Font chữ
Font size
Chiều cao dòng


⋆☄⍣ ⋆☄⍣


GELLERT GRİNDELWALD KAÇTI!

🏴

🎼 Bo burnham ; 1985
İnsanları kalıplaştırmak istemedim.
Bazı insanlar yaşamak için savaşır.

&

🎼 Chungha ; bicycle
Ben dediğimde, lanet olsun, bitmiştir. ❜

━━━━ rockstar'ın özgürlüğü.
• 2178 Kelime.


1970 , Eylül 10. Cumartesi
Bulgaristan.

Gellert Grindelwald, gerçekten zeki bir adamdı, nazar değmesin, onu hapsedecekleri zaman mutluydu. Kendi yaptığı hapishaneye attıklarında mutluydu desek daha doğru.

"Lordum." Sarışın adam, kapıdan geçen Gellert'e seslendiğinde, farklı göz renkleri olan adam yüzünü ekşitti. "Bana Lord deme Vladimir. Piyasa bir Lord var, gerek yok." Vladimir, lorduna büyükçe bir elbise kılıfını uzattmıştı. "Takımınızı özlemişsinizdir."

Gellert, kirlenmiş elleriyle aldı şeffaf kılıfı. "Nurmengard'a bir süre verelim, toparlasın kendisini." Vladimir'in elindeki asa, el değiştirdiğinde Gellert asasını yıldız şeklinde salladı kaleye doğru.

"Bir iki gün kimseler gelmesin buralara." Vladimir, kafasını sallarken araba kapısını açmıştı. Sarışın saçları gerçekten sarı olan adamın kıvranmasını izledi Gellert ve konuştu. "Patron, diyebilirsin bana Vladimir. Kıvranma artık."

Mavi gözlü adam derince nefes verdi ve Gellert'e baktı. "Patron, bir iki gün burada olacağınızı anladım ama sonrasında ne olacak?" Cama çevirdi bakışlarını adam, merakla cevap bekleyen sarışına cevabını vermeyi unutmadı. "Toparlanmamız lazım, eski adamlara mektup yazarız. Mart'a kadar Bulgaristan'da kalırız."

Zaman ondan hiçbir şey alamamıştı ve verememişti, hâlâ yakışıklıydı Gellert Grindelwald. Belki bir iki kırışıklık ve saçlarda iki üç kar beyazı yaşlılık saçını, yıllar ona hediye etmişti. Gözlerindeki canlılık yerindeydi, çoğu büyücüden daha genç gösteriyordu. Albus Dumbledore ve Evelyn Potter bu 'çoğu' büyücülerin başındaydı.

Albus Dumbledore gerçekten yaşlıydı ve uzattığı sakalı sayesinde daha yaşlı gösteriyordu. Evelyn Potter... Ah, o tamamen bir facia. Uzun boyu, bir elli beş var kızda, yüzünden ikinci sınıf hissiyatı taşırken kendinde gözlerindeki parıltı sönmeye başlamıştı. Beladan uzak durmuyordu resmen.

Tamam, en son yaşanan olaya ve Wong meselesine kendisi koşmuş olabilirdi ama yaşadığı on olaydan dokuzunda o sorumlu değildi, ya kaçırılandı ya da saldırılan, kaçıran ya da saldıran olduğu an sayısı bir elin sayısını geçmezdi.

Yeni bir olayın baş göstereceğinden korkan ve tetikte duran Evelyn'in gözlerindeki parıltı da sönmüştü ama kontrollü bir sönüştü bu, Evelyn istediği zaman bu parıltıyı geri getirebiliyor ve güzel rol kesebiliyordu ve bazen kendisi bile fark etmiyordu rol kestiğini.


Gazetesi hışırtısını duymazdan gelen Evelyn hızla açtı gazetesini. Bulgar gazeteleri son günlerde aynı haberi yazıyorlardı. 'GELLERT GRİNDELWALD KAÇTI!' James ise aynı haberlerden şikayetçiydi. Gazeteyi kapattı oğlan ve homurdanarak gözlüklerini takan Evelyn'e baktı.

"Senin gözlüklerin mi vardı?" Lily'den gelen soruya gazetesini rulo yapan James yanıt verdi. "Dinlendirici gibi bir şey, görmesinde büyük bir sorun yok." Evelyn, yanında konuşan oğlana herhangi bir tepki vermedi.

Nurmengard Tutsağı'nın resmine dikkatli bakıyordu. İçindeki bazı sesler, bu yakışıklı adamın buralara geleceğini bağırıyordu. Önlem alacak mıydı? Evet ama sadece Hogwarts için. Gidip bakanlıkta önlem alacak değildi elbette, o kadar delirmemiş ve o kadar da delirmeyi planlamıyordu.

"Eee, Bayan Paranoya, planın nedir?" Remus'un sorusuna hafifçe sırıttı Evelyn, gazetesini kapattı ve Remus'a baktı. "Olaylara karışmamak, zaten bakanlıktan gelenlerle başım belada zaten birde bunlarla uğraşamam."

Bıkmış sesiyle konuştu Evelyn, herkes ona onay vermişti. "Lütfen yani." Marlene, Dorcas'a yastık atarken kızıla konuşmuştu. "Ben Evie'yi tanıyorsam," James lafa giriştiğinde kalktı Evelyn koltuğundan.

"Hee, beni tanıyorsan?" James, tepesinde dikilen, gözlükleri gözünde, eline gazete çarpan kızıl ile titrekçe nefes verdi. "Evie, sen beladan uzak duramıyorsan ya." Sirius, gaza gelip konuştuğunda kızıldan çıkan tepkiye herkes şaşırdı.

"Öyle desenize ya. Beni de canavar olarak lanse etmeyin. Düzeltmesi çok zor oluyor." James'ın yanındaki boş yere kondu Evelyn, gazetesini açtı ve gözlüğünü düzeltip yarım kaldığı habere devam etti.

"Şakayı geçiyorum, seni fazla tanımıyoruz ama eminim ki, sen bir şeyler planladın." Alice'in sesiyle herkes sessizleşti. "Yani birazcık planlarım olabilir ama olaya girmeyeceğim. Gellert denen adamın Hogwarts'a geleceğini düşünmüyorum." İçtiği suyu püskürttü Sirius, kızın elinden gazeteyi kaptı ve daire içine alınmış habere baktı.

"NURMENGARD'IN TUTSAĞI GELLERT GRiNDELWALD KAÇTI!"

"Ne oldu ya!" Remus, sinirle gazeteyi oğlandan almıştı. "Bu Grindelwald, karşı tarafın düşmanı olacak bir tip." Evelyn duyduğu lafla yerinde kıpırdandı. "Anlattıklarında göre bu adam muggle doğumlu büyücülere zarar vermezmiş."

James, Evelyn'in sertçe burun çekişini duyunca tırstı. Bu tonda ki burun çekişin anlamı, bilgi toplama gibi şeylere çıkardı. "Ay bugün iyi ki ders yok." Marlene koltukta otururken bacaklarını germişti.

"Hafta sonlarını severiz!" Remus bardağını kaldırdığında herkes bardaklarını kaldırdı ve havada olan bardaklar birbirleriyle tokuştu. "Senin soruşturma ne zamandı Evelyn, şimdi aklıma geldi."

James cevap vermek için hareketlenen kardeşinin burnunu peçeteyle silmiş ve Evelyn, peçeteden kurtulup soru soran Dorcas'a yanıt vermişti. "Pazar günü geliyorlarmış, Madam Pomfrey bir şey olmaz dedi ama korkmuyor değilim."

Lily, yanında oturan kızın omzuna kolunu atıp kendine çekmişti. "Seni kovamazlar Evelyn, o kadar delirmiş olamazlar." Sessizlik çöktü gruba. Sirius, James ve Evelyn'in yüzü düşmüştü.

"Aslında, daha da delirdiler ama neyse."

Hastane Kanadı'na girdi Evelyn, Gryffindor öğrenci başkanıyla. Başkan, ileri gitmeden şans dileyerek geri gitmişti. Zeyn ile kafa selamı ile selamlaşan kızıl, Margaret ve yanındaki bakanlık çalışanlarını görünce yutkundu.

Korkmuştu.

Hastane Kanadı'nda hasta kimseler yoktu, korkusunu attıran şeyler arasındaydı. "KSKS dersinde ne olduğunu anlatır mısın?" Çekik gözlü kadına onay verdi Evelyn ve büyünün ters tepmesinde başlayarak; üstünde kırılan iksir şişesini, şoktan çıkışını ve ritüeli yapmasına kadar her şeyi anlatmıştı.

Margaret, kızılın lafından hemen sonra daldı ortaya. "Ritüeller yasaklandı." Evelyn oturduğu sandalyede kıvrandı. "Ritüeller yasaklanmadı Bayan Díaz." Zeyn, kolları bağdaş halde konuştuğunda herkes ona döndü.

Evelyn'in bakışları, teşekkür ederim diye bağırıyordu. "Büyülerde olduğu gibi bazı ritüeller yasaklandı. Evelyn'in sınıfta yaptığı Deos Si Me ritüeli yasaklı bir ritüel değil. Evelyn'in burada bir suçu yok, hatta müdahale edemediğiniz için size suç çıkartabiliriz."

Bakanlık çalışanları bu laftan sonra mırıldanmaya başlarken Evelyn, omzunda Madam Pomfrey'in elini hissetti. Güven verircesine sıvazladı kızın omzunu ve bakanlık çalışanlara döndü kadın ama konuşan Albus Dumbledore oldu.

"Madam Pomfrey'e de yaptığınız gibi Evelyn'i asistan şifacı olarak buralarda görmek isteriz."

Evelyn, Dumbledore'u ve Minerva'yı yeni fark etmişti. Utandı kendinden ve Minerva'nın sesiyle kafasını kaldırdı. "Okul yönetmeliğine göre Evelyn'in bir suçu yok. Arkadaşına yardım ettiği için binasına puan vermemiz bile gerekir ama Bayan Díaz kabul etmiyor."

Sarışın kadın kollarını bağdaş yaparak etrafa bakıyordu. Ona göre burada olmaması lazımdı. Öğrencisine müdahale edememişti ama burada olmamalıydı, Evelyn okuldan atılmalıydı. Potter kızı, onun yapması gerekeni yapmıştı ve Margaret Díaz, bunu kaldıramıyordu.

"Bayan Potter'ı okuldan atacağımız falan yok, aslında tebrik etmek için gelmiştik. Bayan Díaz, sizin için bir dosya açacağız ve seneye burada olamayacağınızı da düşünerek büyük bir sakatlanma olmadığı sürece bir şey olmaz size."

Kadın sessizce nefesini verdi. İstediği şey olmamış ve hayal kırıklığıyla gözlerini baktığı yataktan ayırmıştı. "Madam Pomfrey, dördüncü senesinde başlamıştı asistanlığa ve bildikleri yetiyordu, Bayan Potter için bunlar geçerli değil ama eğitim için geç değil. Ders programı uygulayacağız ama Madam Pomfrey, sizin hoca olmanız gerekecek. Size her iki hafta bir kadavra yollacağız, onlar üzerinde denemelerinizi yaparsanız."

Madam Pomfrey anında onay verdikten sonra toplantı bitmişti. Margaret önden çıkarken çalışanlar Minerva'nın peşine gitmişlerdi.

"Kadavra nasıl olacak ki? Yani - ölü üstünde deneyeceğimizi anladım ama," Sözlerini art arda sıralayan Evelyn'i durduran Zeyn oldu. "Gereken bitki kombinasyonlarıyla kadavra canlandırlabiliyor. Bizim gibi bir canlı düşünme, bilinci kapalı ama nefes alıyor, kalbi atıyor. Birisine zarar gelmemesi için böyle düşünülmüştü."

Herkes, anladığını belli eden kızıla bakarken Madam Pomfrey konuştu. "Demiştim sana bir şey olmaz diye." Rahatlıkla nefes verdi Evelyn, Zeyn "Gitmem gerek, geçmiş olsun." diyerek çıkarken iki kadın başbaşa kaldı.

"Haberleri gördün mü? Kim bilir neler olacak." Madam Pomfrey yatağa otururken konuştuğunda Evelyn kafasını salladı. "Her olay beni bekliyordu sanki." Homurdanarak iç çekti gözlüklerini kafasına taç yerine takan kızıl. Yaşlı kadın, sol ayacağını sandalyeye basan kıza bakarak nefesini verdi.

"Biraz evet, birilerini bir şey yapmasını bekleyip ortaya çıkmak isteyenler vardır her dönem." Sarışın kadının lafının altından çıkan "Korkaklar." lafına kimse kulak asmadı. "Kim-olduğunu-bilirsen-sen'e karşı minik isyanlar senden sonra çıktı."

Nefes verdi Evelyn, gazetelerin arka sayfalarının en köşelerinde, iki üç satırlık haberlerinde görmüştü bu minik isyanları. O kadar miniklerdi ki, iki üç satırla anlatılıp geçilirdi ya da büyük isyanlardı ama korkularına kimseler yayınlayamıyordu olanları.

"Yemek yedin mi?" Madam Pomfrey'in sorusuna kafasını salladı Evelyn. "Kahvaltıyla duruyorum ama acıkmadım daha." Kadın şaşkınlıkla kalktı ayağa. "Akşam yemeğine daha çok var, dur ben sana poğaça getireyim."

Evelyn yerinden kalkıp "Gerek yok." derken kadının peşine girmişti. Ana kapıdan uzakta, turuncu işlemeli kapıdan içeri girdi. Kendini sıcacık hissettiren bir mutfakta bulmayı beklemiyordu.

"Zeytinli birde peynirli var, hangisini istersin?" Sandalye çekip oturan kızdan "İkisi de olur." lafını duyan Madam Pomfrey, tavan dolaplarından birinden iki tane orta boy saklama kabı çıkarmıştı. Kapakları açıldığı anda iki poğaçadan da aldı Evelyn.

"Sence ne zaman beni bu işlere atarlar?" Madam Pomfrey, zeytinli poğaçayı ısıran kızdan gelen soruyla düşündü. "Üçüncü büyük ihtimalle dördüncü yıl. İlk iki yılda pek adam yerine konulmaz öğrenciler." Onay verdi Evelyn ve ikinci bir ısırık alarak kadına baktı.

"Programın pazartesine gelir, endişeye gerek yok." Madam Pomfrey, kızın omzunu patpatlamış ve ayağa kalkıp poğaçaları aldığı tavan dolabının altındaki taban dolabından saklama kabı çıkarmıştı.

"Arkadaşlarına da götürürsün."

Madam Pomfrey'in ona uzattığı saklama kabını teşekkür ederek çıktı Hastane Kanadı'ndan Evelyn. Gryffindor ortak salonuna gidiyordu, başka nereye gidebilir ki başka? Gece zaten riske atacaktı kendini.

Hızlı hızlı yürüdü Evelyn, Şişman Kadın'dan kolayca geçmiş ve resmen rüzgar gibi adımlarla kendini salona attı. Ekibi bıraktığı yerde bulmanın verdiği mutlulukla ceylan gibi sekerek ekibin yanına gitti.

"Kovulmadım, bardaklar!" Bardaklar tekrardan tokuştururlurken James kardeşine attı kolunu. "Vay be! Kardeşime kıyamadılar demek ki." Evelyn kahkaha atarak bardağındaj kocaman bir yudum aldı.

"Anlatsana kızım, neler oldu?"

Marlene konuştuğunda Evelyn, içindeki yağlar eriye eriye anlattı olanların hepsini. "Ben o Margaret'i sevmemiştim zaten." Sirius konuştuğunda herkes kahkaha patlattı. "Ama sen fazla neşelisin?"

Lily'nin dudakları kulağına kadar çıkmış kızıla seslendiğde, Evelyn gülüşünü hafifçe düzeltti. "Anlatmamla o hazzın tamamını almadınız ama okuldan kovulmadım diye seviniyorum, birde şu kadının suratına."

Ayaklarını koltuğa çekti gökyüzü gözlü kız ve yanındaki James'a sarıldı koluyla. "Ben anlattım, sizde anlatın. Ben yokken neler oldu?"


Akşam yemeği için büyük salona inen Hogwarts Halkı her zamandan daha da sessizdi. Eh, bu sessizliğin nedeni elbette bakanlıktan Hogwarts'a gelenlerdi ekmeye. Margaret, Slytherin tarafındaki koltuklarından birisine oturmuş ve tanıdığının çocuğuyla sohbet etmeye başlamıştı.

Diğer Profesörler ise Dumbledore'a bakıyorlardı, normal zamanlarda kendi aralarında sohbet ederlerdi ama yaşlı adam, aslında bakarsak o kadarda yaşlı değil adamın kızıl saçları azda olsa belli oluyordu, onlara kararları açıklamamıştı.

"Yemeğe başlamadan önce dikkatinizi buraya alabilir miyim?" Dumbledore'un sesiyle herkes baykuşlu kürsüye çevirdi bakışlarını. "Bakanlıktan gelen görevliler hakkında sorularınız olduğunun farkındayım, ilk önce şunu demeliyim ki korkmaya gerek yok. Denetimler ve toplantılar iyi geçti. Kötü bir karar çıkmadı toplanrlardan." Her yerden fısıldaşmalar yükselirken bardağına vurdu Dumbledore.

"Şimdi kararları söyleyeyim, denetimler iyi geçti. Herhangi bir kötü karar ya da bir değişim çıkmadı. Aynı olarak devam ediyoruz."

Sessizlik sardı Profesör tarafını, varoluş sancıları çekiyorlardı resmen. Evelyn ve birkaç Slytherinli de aynı sancıları çekiyordu.

"Birinci sınıflarda olan kazayı herkes duymuştur, olayı anlatmaya girişmiyorum. Okuldan kimseler gitmiyor, Gryffindor'a da puan borcumuz var. Şuanlık verilmesi pek doğru bilinmiyor ama aklımızda bulunsun. Bayan Díaz ne de Bayan Potter, ikisi de okuldan kovulmadı. Kovulmaları da imkansız kadar zor. Saçma şeyler gelmesin kulağıma. Afiyet olsun."

Masalarda beliren yemekle herkesler yeni duyduklarını tartışarak başlamıştı o yemekleri yemeğe başlamışlardı. "Evie, sen gazetece bulmacası çözüyordun değil mi?" Sirius, gazete bulmacası gösterdiğinde Evelyn ağzına yaklaştırdığı ekmekle gazeteye baktı. "Çözüyorum, göster bakayım." Sirius'un elinde tüy kalemin ucu sol üst köşeyi gösterdi. Gözlerini kısarak baktı o kısma ve ekmekten aldığı ısırığı hızla yuttuktan sonra konuştu.

"Direksiyon ve tekerlek arasında çubuk şeyi Rot, zehirsiz yılanda boa yılanı oluyor." Sirius, kıza teşekkür ederek gazeteyi ikiye katlayıp masaya koymuş ve denilenleri yazmıştı.

"Kız, yine kovulmadın. Tebrikler." 3. Sınıf bir Gryffindor, Evelyn'e seslendiğinde kahkaha attı kızıl. "Şu yılı bir atlatalım, ben kovulma riskini atlatırım. Yıl bitene kadar tüm olaylar benden." Gryffindor masasını kahkaha sararken Evelyn, ona uzatılan bardaklarla kendi bardağını tokuşturdu.

"İkinci yılını göremeyeceğim diye üzülüyorum ya!" 7. Sınıftan birisi konuştuğunda, 4. Sınıftan bir kız konuştu. "Sana mektup yazarız, sen hiç endişe etme." Kızın alaylı sesiyle daha yüksek bir kahkaha dalgası yükseldi masadan.

Gryffindor masasının kahkahalarının gölgesinde kalan Slytherin masasında gruplar kendi içlerinde sohbet ederken kapı tarafında olan Black kuzenleri endişeli şekildeydi. "Ne demek denedim ama olmadı?" Narcissa, Regulus'a konuştuğunda, kara saçlı oğlan sessiz kaldı.

"Tetikleyicisi var, normal tılsımlardan değil bu." Evan elindeki tılsıma bakarak konuştu, işaret parmağıyla soluk soluk gözüken taşı göstermişti ikiliye. "Evelyn zeki kız çocuklar. Bu tılsımı size verdiyse, yanında taşıyorsa, bir nedeni vardır."

Narcissa'nın gözleri, anladığını belli eder bir şekilde açıldığında parmağıyla tılsımı gösterdi. "Koruma tılsımı mı diyorsun? Şu, büyüyü emen tiplerden mi?" Evan kafasını sallamıştı.

Rosierler tılsımlar konusunda iyilerdi. "O, yanında taşıyorsa kesin kara büyüleri emen bir tılsım olmalı." Evan'ın cümlesine Regulus anında olumsuz yanıt verdi. "Onların ne anlattığını duyduk, bence her tür büyüyü emmek ya da yansıtmak için yapılmış bir tılsım olmalı. Gerekirse Profesör Flitwick'e soraraz ama büyük  ihtimalle böyle bir tılsım."

İki Black sessizleşti, sarışın oğlana baktılar ve ikisinden birisinin konuşmasını beklediler. "Profesör Flitwick olmaz, nereden bulduğumuzu falan sorar, bu tılsım ileri düzeye benziyor." Narcissa'nın lafıyla iki erkek sessizleşti. Bu sessizlik, onay sessizliğinden başka bir şey değildi.

"Tamam, en azından ne olduğunu biliyoruz. İki tane vermesinin nedenini de öğrenmiş olduk." Regulus, cübbesinin üst cebinden diğer tılsımı çıkarmıştı. "Yapışıklardı, deri ve kemik gibi."

Evan, Regulus'un benzetmesine güldü ve konuştu. "Bu tip tılsımlar, ilk yapılışta iki - dört gibi çifte sayılarla çıkar. Yedek gibi bir şey, yapılışlarında var." Narcissa homurdanırken Regulus göz devirdi.

"Kafamıza tılsımcı çıkma. Profesör Flitwick hepimizi gömer toprağa."

Evan, Regulus'un lafına aynı Narcissa gibi homurdanırken kahkaha attı Narcissa. Üstlerindeki gergin hava yokulmuştu.


YAZAR NOTLARI

• "Evelyn." der susarım hacı. Müneccim gibi kız resmen ya.

• GELLERT GELİYOR LAN, ki gerçekten birinci yılda çıkacaktı Nurmengard'dan. Planlı oldu. *kendime beşlik*

• Bölümün adını bilerek seçtim, Johhny Depp'ten dolayı geçtim. Adam rockstar gibi yaaa.

Seviliyorsunuz

2178 Kelime

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen2U.Pro