BEN YAPABİLİRİM, DEĞİL Mİ?

Màu nền
Font chữ
Font size
Chiều cao dòng

Yazacak bişi bulamadım. Size ii okumalar...

Yazar-chan:

Çalışmalar başlayalı bir hafta olmuştur. Gerçekten harika performanslar ortaya çıkarmaktadırlar. Her gün herkesin bedenine güç dolmaktadır. Ama diğer loncalarında çalıştıkları akıllarına gelince üstüne üstlük kendilerine karşı rakip olunca daha da hırslanmalarına sebep oluyordu. Herkes o oyuna katılmayı istiyordu ama aralarından yalnızca 6 kişi katılabilecekti. Tabii yedekler de var.

Lucy:

Bir haftadır sık sık çalışıyorduk. İçimizin güçle dolduğunu görebiliyorum. Umarım- dur biraz... Bunu Erza'ya nasıl söylemeyi nasıl unuttum? Hemen onu bulmalıyım...

Herkes çalışmalardan sonra kendi çadırlarına geçmişti. Açıkcası Erza böyle yaşamanın bizi daha güçlü yapacağını söyledi ve her birimize çadır aldı. Bu çadırlara baktım ama Erza'yı bulamadım. Sanırım sahildeydi. Onu bulmak için ben de sahile doğru yürümeye başladım.

Düşündüğüm gibi sahilde şezlonglara uzanmış gün batımını izliyordu. Ben de onun yanındaki şezlonga oturdum. Beni fark ettiğinde aradan bir iki dakika geçmişti.

"Lucy ne zaman geldin? Üzgünüm geldiğini görmedim."

"Sorun değil. Zaten ben de yeni geldim."

"Bir sorun yok değil mi?"

Aslında bu oyunlar için endişeliydim. Bu sene kazanmayı çok istiyordum. Ama geçen seneki gibi olmasından korkuyordum. Tabii bunları ona söylemedim.

"Sana bir şey söylemem lazım."

Yüzünü ciddiyet kapladı.

"Dinliyorum."

"Biliyorsun biz göreve gittiğimizde Jellallerle karşılaştık."

Yüzü biraz yumuşamış gibiydi.

"Bana sana iletmem için bir şey söyledi." (Lucy)

"Öyle mi? Peki ne söyledi?"

"Sana ne olursa olsun inandığını, her zaman arkanda olduğunu ve bir daha seni üzecek bir şey yapmayacağını söyledi."

Yüzü tüm ciddiyetini kaybetmiş ve kızarmıştı. Ama yüzünde tatlı bir tebessüm vardı.

"Biliyorum."

"Birbirinden hoşlanıyorlar..."

Happy??? Ne zaman geldiler buraya??? Diğerleri de gelmiş. Acaba ne zamandır burada duruyorlar? Tek bildiğim Happy kendi ölüm fermanını imzaladığı...

"Gel buraya Happy. Seni delik deşik edeceğim. DONAT..."

Cennet zırhını giydi ve havada on tane kılıç belirdi. Zavallı kedicik, onu şimdiden özledim...

"Natsuuu... Bana yardım et..."

"Üzgünüm ama kaşındın. Merak etme seni balıkların içine gömeceğim."

Erza onu kovalarken birden bir restorant gördü. Görmesiyle durması bir oldu. Çünkü orasının adı 'Kek Dünyası'...

Hemen kılıçları yok etti ve normal kıyafetlerini giydi. Sayıklaya sayıklaya oraya gitti. Happy en arkamızda olmak üzere hepimiz Erza'yı takip ettik. Açıkcası bir şeyler atıştırmak iyi bir fikir.

Vardığımızda masalara oturduk. Garson geldiğinde Erza kendisi için 50 dilim kek istedi.

"Yuhh Erza o kadar keki nasıl yiyeceksin?" (Gray)

"Bizle de paylaşır. Senin gibi aç gözlü mü?" (Natsu)

Yok bunlar kesin ölmek istiyor.

"Juvia Gray-sama için üzülüyor. Onu korumak istiyor ama karşısındaki çok korkunç."

Juvia bunu neyseki sadece bana ve Wendy'ye söylemişti.

"Gerçekten artık bunu kesseler iyi olacak." (Carla)

"Happy'de öyle düşünüyor." (Happy)

"Frosh'u taklit etmeyi kes." (Carla)

"A-aye." (Happy)

Erza onları takmadı bile. Sanırım keklere gerçekten aşık.

Kekler geldi ve hepimiz yemeğe başladık. Gerçekten çok güzellerdi. Acaba burayı neden daha önce gelmedik. Artık bundan sonra her gün geliriz heralde.

"Acaba bu sene nasıl bir format olacak?" (Natsu)

"Bu konuda hiçbir fikrim yok. Her şey olabilir. Sürekli değişen bir şey hakkında fikir yürütmek zor." (Erza)

"Yine de kazanacağız ama öyle değil mi?" (Gray)

"Juvia başka bir şey düşünemiyor."

"Elimizden geleni yapacağız." (Wendy)

"Ben kazanacağım."

Yine de emin değilim. Daha kendimi bile koruyamıyorum. Her zaman başkaları yardımıma koşuyor. Ne kadar güçlenirsem güçleniyim asla kazanamıyorum. Mutlaka bir şey bana engel oluyor.

"Kazanabilirim, ben, ben yapabilirim, değil mi?"

Herkes bana şaşkınlıkla bakıyordu. Nedenini bilmiyorum ama şaşırmışlardı.

"Hadi ama unut geçen seneyi. Bu sene daha güçlüsün. Hem sen Natsu Dragneel'in sevgililisin (Lucy'nin yanaklarını çekiştirir)

"Doğru söylüyor. Kendine güvenmelisin." (Gray)

"Bence elinden geleni yaptıktan sonra sorun yok. Zaten o zaman kazananan sen olursun." (Erza)

"Aşk rakibi endişelenmemeli." (Juvia)

"Lucy-san ben kazanacağına inanıyorum." (Wendy)

Doğru, ben ne düşünüyordum ki. Dostlarım yanımda olduğu sürece, kendime inandığım sürece, elimden geleni yaptığım sürece kazanabilirim. Her zaman bir umut vardır. Bu umutla ne kadar imkansız olursa olsun her şeyi yapabilirsin. Dostların olduğu sürece...

"(Gözleri dolar) Minna, arigato..." (Lucy)

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen2U.Pro