KAPILAR ARDINDA

Màu nền
Font chữ
Font size
Chiều cao dòng

Nihayet oyunlara geçebildim. Şu oyunlar bitsin. Bittikten birkaç bölüm sonra istediğim bölümlere gelebileceğim. Hadi hayırlısı bakalım. Umarım yarıyıla kadar geçerim. Gerçi sınavlar bitsin bir günde iki bölüm yayınlayabilirim. Ayrıca savaşlarda yalnızca bizimkinlerin savaşlarını anlatacağım. Her savaşı anlatırsam herhalde B. B. O. yaza doğru biter. Neyse çok konuştum. Size ii okumalar. Takipte kalın...

Yazar-chan:

Çiçek başkenti Crocus... Rose Krallığı'ndan kalan çiçeklerle dolu tek yer... Her adımında çiçek kokusunu hissedebileceğiz sokaklar... Ve şehrin içinde koskocaman bir arena... Ona yakın bir yerlerde bir otel...

"Buraya gelmeyeli bir yıl oldu ha? Zaman ne çabuk geçiyor böyle?" (Erza)

"Evet aynen. Ama şehir hiç değişmemiş. Hala aynı kokusunda." (Lucy)

"Siz geçen sene de katılmıştınız değil mi?" (Samanta)

"Katılmak ne kelime yıktık ortalığı..." (Natsu)

"Tabii bizden de bu beklenir." (Gray)

"Gihi. Burayı görünce kanım kaynadı." (Gajeel)

"Bu arada yedek takımdakiler nerede?" (Lucy)

"Yanlış hatırlamıyorsam onlar buraya yakın başka bir otelde kalacaklardı. Sonuçta resmi olarak yarışmacı değiller. Bu yüzden burada kalamazlar." (Samanta)

"Ama loncanın neredeyse tamamı geldi. Kimler yedek takımdalar?" (Natsu)

"Sana kaç kere söyleyeceğiz ateş kafa. Juvia, Wendy, Mirajene, Elfman ve Cana." (Gray)

"Sen kime ateş kafa diyorsun buz salkımı? (kafa kafaya verirler)" (Natsu)

"Sana diyorum tabii ki güneş çakması." (Gray)

"KESİN SESİNİZİ... EĞER BİR SORUN GÖRÜRSEM O SORUNU KÖKÜNDEN ÇÖZERİM. ANLAŞILDI MI?" (Erza)

"A-AYE" (Natsu ve Gray)

"Her zaman aynı şey. Hiçbir şey değişmiyor." (Lucy)

"En azından azarı işiten ben değilim." (Gajeel)

"Eee... Şimdi ne yapıyoruz?" (Samanta)

"Uyusak daha iyi. Sonuçta sabah erken oyunlar başlayacak." (Erza)

"Ama benim uykum yok." (Natsu)

"Hadi uykusuz kahraman. Uyu" (Lucy)

"(Hazır ol duruşu) Aye. (Natsu)

"O zaman sabaha görüşürüz. Herkese iyi geceler." (Gray)

-----------------Sabah Arenada----------------

"Wow. Burası bu kadar kalabalık oluyor muydu?" (Lucy)

"Muhtemelen geçen seneki gibi eleme turunu gece yapmadıkları için bu kadar çoktur." (Erza)

"Neyse ne ordakilerin canını okuyacağım." (Natsu)

"Şu ateşini söndür biraz. Arenaya sakla." (Gray)

"İlk kez haklısın. Bu yüzden harekete geçelim." (Natsu)

"Yare yare..." (Gray)

"FİORE HALKI... Öncelikle hepiniz hoş geldiniz (alkış). Bir yıl gibi uzun bir aradan sonra tekrar karşınızdayız. Lafı uzatmak istemiyorum. Bu bekleyiş sona ersin ve şimdi B. B. O. yu açıyorum." (Sunucu)

Havada renklli havaii fişekleri belirir. Herkes çığlık çığlığa bağırır. Loncalarda da ayrı bir heyecan vardır. Eee artık B. B. O. resmen başlamıştır.

"Sahneye hakemimiz balkabağını ( Y. N. ismini unuttum) çağırıyorum." (Sunucu)

"Merhaba-kabo" (hakem)

"Kral..." (Natsu, Lucy, Erza Gray ve Gajeel)

"Kral???" (Samanta)

"Şimdi... Bugün eleme günü. Bu yüzden bugün savaş olmayacak. Yarışmacılarımızdan zekalarını kullanmalarını isteyeceğiz. Bu zeka oyununun sonunda 100 loncadan yalnızca 6 tanesi gerçek yarışmalara kalabilecek. Kısaca ilk 6 da olan kazanır. Ve ilk oyunu başlatıyorum." (Sunucu)

"Tek yapmanız gereken çıkış için doğru kapıyı bulmak. Bol şans-kabo" (hakem)

Yarışmacıların etrafını bir şeyler sarar. Bu şeyler parlamaya başlar. Herkes gözlerini kapatır. Bir süre sonra açtıklarında yanlarında takım arkadaşlarından başka kimse yoktur. Bir de etrafları değişik kapılarla çevrilmiştir.

"Bunlarda ne böyle?" (Lucy)

"Hiçbir fikrim yok." (Natsu)

"Şu hakem bize çıkış için doğru kapıyı bulun dedi." (Erza)

"Tek tek deneyecek halimiz yok heralde. Baksanıza burada binlerce kapı var. (pozisyon alır) En iyisi bunları yıkalım. Eninde sonunda buluruz." (Gray)

"İyi fikir. Çok pis gaza geldim." (Natsu)

"Hadi ama biraz mantıklı olun. Bize zekayla ilgili bir şeyler dendi. Bir kez de şu kaslarınızı çalıştıracağınıza kafanızı çalıştırın (herkes ona tuhaf bir şekilde bakar). Ne???" (Gajeel)

"Sanırım Levy ile çok takılıyorsun. Baksana haline?" (Lucy)

"Her neyse" (Gajeel)

"Dikkatinizi toplayın ve düşünün. Mutlaka bir çıkış var. Ama hangisi?" (Erza)

"Belki de en görkemsiz olanına başlamalıyız. Bu tür şaşırtmacalar yapabiliyorlar." (Lucy)

"Peki kapıları açınca ne olacak?" (Natsu)

"Deneyelim ve görelim." (Gray)

Gray en yakınındaki kapının yanına gitti. Kolunu indirdi. Kapı açıldığında karşılarına arena çıkar.

"Wow güzel... Hemen bulduk." (Gajeel)

"Teknik olarak ben buldum ama neyse. Hadi gidelim bakalım kaçıncı olmuşuz." (Gray)

Diğerleri neşeliyken Samanta biraz düşünceliydi. Yine de hep beraber kapıdan dışarı çıktılar. Ya da öyle sanıyorlardı.

"Bu da ne böyle?" (Natsu)

"Hiçbir fikrim yok." (Lucy)

"Ama burası daha deminki yer. Yalnızca başka bir kısmındayız." (Erza)

"Peki arena?" (Gray)

"Mutemelen yanılsamaydı." (Gajeel)

"Öyleyse gerçek arenayı nasıl ayırt edeceğiz?" (Gray)

"Minna bakın." (Erza)

Herkes şaşkınlıkla Erza'nın gösterdiği yere bakarlar. Çünkü başka kapıda yine aynı yer vardır.

"Biz arenanın köşelerindeydik. Ama burası ortası. Yani arenanın ortası dışındaki yer gerçek çıkış." (Erza)

"Ama hala bir sorunumuz var: Gerçek kapı hangisi?" (Lucy)

"Onu bulabilirim."

Samanta dakikalardır olan sessizliğini bozmuştu.

"Sahi mi? Nasıl?" (Natsu)

"Bu kapılar aşağıya bu kadar kısa sürede gelemez. Ancak ışınlanmayla gelebilirler. Fakat ışınlanmadılar çünkü ışınlanma etrafını bir şeyler sarmasıyla olan bir şey değildir. Bunlar bir yansıma. Işığın yansıması...

Tüm bunları topladığımızda gerçek kapının yansıma olmayacağı ortaya çıkıyor. Kapıların içinden geçme ise... muhtemelen çevremize büyü yaparak yapılmış bir aldatmaca." (Samanta)

"Wow harika. O zaman şimdi ne yapıyoruz?" (Lucy)

"Ben buradaki ışığı çekebilirim. Çektikten sonra sakura ateşiyle etrafı aydınlatsın. Ve son olarak kapıyı bulalım ve çıkalım." (Samanta)

"Güzel... Bu iş bende." (Natsu)

Samanta önce nefes alış-verişlerini kontrol etti. Sonra derin bir nefes aldı ve etraftaki ışığı çekmeye başladı. Bir süre sonra büyü alanı içindeki tüm ışığı çekti. Natsu da hemen ateşiyle etrafı aydınlattı.

"Minna kapı orada. Hadi gidelim." (Natsu)

"Evet. Bakalım bu ilk zaferimiz mi? Bu arada teşekkürler. Sen olmasaydın biraz zor çıkardık." (Erza)

"Işıkla oynayan biri için bu hiçbir şey. Yardım edebildiysem ne mutlu bana." (Samanta)

Herkes kapıya yöndeldi ve dışarı çıktılar. Arenadakiler onları çoşkuyla alkışlıyordu. Ancak bir ses tüm arenayı sardı.

"Gray-sama... Gray-sama... Harikasınız. Juvia sizi seviyor." (Juvia)

Gray bunları duyunca kızarır tabii. Ama hoşuna da gitmiştir.

"Ve kapılardan geçen ilk isim:FAIRY TAIL..." (Sunucu)

"Tebrikler-kabo" (Hakem)

Alkışlar kuvvetlenir.

"Geçen sene sonuncu bitirdik ve birinci olmuştuk. Acaba bu sene tamtersi olur mu?" (Lucy)

"Öyle batıl inançlara inanmam ben. Hepsi saçmalık." (Gajeel)

"Turnuvadayız ya. Gerisi önemli değil." (Natsu)

"Hadi seyirciyi selamlayalım." (Erza)

Hep birlikte Fairy Tail'in işaretini yaparlar...

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen2U.Pro