Fark edilen tehlikeler

Màu nền
Font chữ
Font size
Chiều cao dòng

MİLLET BUGÜN BURADA OLDUKÇA İLGİNÇ BİR DÜELLOYA ŞAHİTLİK EDECEĞİZ. YILLARDIR ARAMIZDA GÖRMEDİĞİMİZ LORD GARRY HARRİSON VE GALİBİYETLERİYLE ÜNLÜ GENC LORD ARTHUR WİNCHESTER !

YARIŞMACILARIMIZ ARENAYA GİRİŞ YAPIYOR. SEYİR ZEVKI YÜKSEK BİR DÜELLO OLACAĞI KESİN! TEZAHÜRATINIZ BOL OLSUN !

...

Arenada kendime uygun bir yer bulabildiğimde kılıçlarıyla adeta dans eden iki adam görüyordum. İtiraf etmeliydim ki Harrison yaşına göre oldukça iyi bir performans gösteriyordu. Üstüne eklenen ordunun gücüyle Arthur'u bertaraf etmesi çok uzak değildi.

Arthur tüm gücüyle Harrison'ı savuşturuyodu, bir kaç güçlü darbe uygulamayı başabilmişti ama çok dayanabileceğini sanmıyordum. Kılıç stilinin çok iyi olduğu su götürmez bir gerçekti, güçlüydü, zırhın altındaki bedenin dayanıklı ve yetenekli olduğu belliydi. İlk dakikalarda güçlerini çok da sergilemeyen ikili maçın şu dakikalarında adeta güç gösterisi yapıyordu. Arthur'u hafife alan Harrison bunun büyük bir hata olduğunu anlamıştı ve son gücüne kadar kullanıyordu. Bu bir eğlenceden çoktan çıkmıştı Arthur resmen yaşam mücadelesi veriyordu. Soluk soluğa savunmaya geçen ikiliyi pür dikkat izliyordum, sadece bir kaç saniye Arthur ile göz göze geldik, yapabildiğim tek şey gözümü yavaşça kapatıp beni anlamasını beklemek olmuştu. Yenilecekti bu belliydi ama uzatması onun zararına oluyordu. İkiside anı bir hamleyle bir birlerine koşup kılıç salladılar. Arthur Harrison'ı kolundan yaralamıştı, gözlerinde görünen öfkeyle hiç beklemeden karşı atak yapıp Arthur'a saldırdı. Saldırı sonunda dizleri üstünde oturan Arthur kılıcını toprağa saplayıp ondan güç aldı. Zırhından belli olan kanlar düellonun sonuna geldiğimizi haykırıyordu.

Sahneden arenaya atlarken kulaklarım uğulduyor, kaybettiğim gerçeklik algımla koşuyordum.
Hızla Arthur'un önünde diz çöküp ona bakmaya çalıştım. Beni fark ettiğinde omzuma kafasını bıraktı ve kendinden geçti. O dakikalarda ne yapacağımı bilmez haldeydim bize doğru koşan babasını hemen arkasında sedyeyi getiren görevlileri görebiliyordum.

" Vanessa zırhı çıkar hemen bakalım ve yaraya tampon yapalım."

Aceleyle zırhı çözmeye çalışırken titreyen ellerim yardımcı olmuyordu. Zırhı çıkardığımda göğsünde boydan boya kanayan yarayı gördüm. Harrison elini hiçte korkak alıştırmamıştı. Babası bir bez parçasıyla tampon yaparken, Arthur'u sedyeye alıp sağlık binasına götürmek üzere hareketlendik. Sedyeyle ben de hareketlendiğim sırada bana seslenen Harrison'dan dolayı beklemek durumundaydım. Zaten öfkeli olan düşmanımızı yok saymak mantıklı görünmüyordu.

" Kusura bakma Vanessa zamanlamam çok iyi değil farkındayım fakat bir şey söylemeden de duramadım. Gücümü fark edemiyorum bazen, bu kadar büyük bir zarara sebebiyet vermekten hoşnut değilim. Lütfen Arthur'a da kendine gelince geçmiş olsun dileklerimi ilet."

Dişlerimi sıkarak dinlediğim cümleler sonunda bir de selamını iletmesiyle öfke kontrolümü sağlamakta epey güçlük çektim.

" Biz bu durumlara alışkınız Lord Harrison, gücendirmek gibi bir kaygınız olmasın, Arthur'un ilk yaralanışı olmadığına eminim. Geçmiş olsun dileklerinizi bizzat ileteceğim, dediğim gibi kaygınız olmasın eşi olarak ona çok iyi bakacağım hızlı toparlanacaktır. Ben kocama yetişsem iyi olacak uyandığında yanında olmak istiyorum,izninizle.."

Soğuk kanlılıkla kurduğum cümlelerden sonra arkamda dumura uğramış bir Harrison bıraktığıma emindim.

Ne sanıyordu ki tüm öfkemle karşılık vereceğimimi, henüz benim irademle tanışmamıştı ona istediği acınası durumu vermeyecektim.

" Arthur Winchester kaçıncı katta acaba bakabilir misiniz ? "

Ekranda bir şeylere tıklayıp

" Üçüncü katta tedavi odasına alınmış."

" Teşekkür ederim, iyi çalışmalar."

Üçüncü kata geldiğimde kapının önünde bekleyen kalabalıkla karşılaştım. Herkes Arthur için endişeli görünüyordu doktorun çıkıp açıklama yapmasını bekliyorduk.

" Harrison ne söyledi Vanessa? "

" Siz bunun için endişelenmeyin ben ağzının payını verdim. Sadece yeterince uğraştığını teyit etmek istedi. "

Anladığını belirtir şekilde kafa sallayan babası kapının açılmasıyla aynı zamanda arkadaşı olan doktora yöneldi. Kendisi yakını olduğu için durumun etik olmadığı gerekçesiyle içeri alınmamıştı.

" Evet öncelikle geçmiş olsun, derin bir yara almış ama her şey yolunda. Bu gece burada müşade altında kalsın, yarın durumunu tekrardan gözden geçirir taburcu ederiz. "

Belirgin rahatlama nidalarından sonra Benedict Winchester herkesi evine yollamaya başladı.

Herkes gittiğinde sadece ailelerimiz kalmıştı. Annemlerde izin isteyip ayrıldığında Arthur'la son konuşmamızdan ötürü yanında refakatçi olarak ben kalacaktım. Sonuçta eşi bendim eve gitsem de çok garip olurdu.

" Siz de eve gidin ve dinlenin, merak etmeyin ona iyi bakacağım." Dedim gülümserken.

" Teşekkür ederiz Vanessa sen de çok yoruldun umarım zahmet vermeyiz."

" Öyle şey olur mu efendim, ben zaten uyandığında yanında olmak istiyorum sizde bitap düştünüz istirahat edin lütfen."

Annesinin yanaklarımdan öpüp gitmesi, Lola'nın sıcak sarılması ile kendimi tuhaf hissetmiştim. Samimi insanlar olduklarını görüyordum.

İlerleyen saatlerde Arthur'u odaya aldıklarında ben de başında yeni aldığım sıcak kahvemi yudumluyordum. Bugünün üstüne iyi gelmişti.

🌻BÖLÜM SONU 🌻

Üzgünüm kısa bir bölümle karşınızdayım, olaylar değişiyor sanki ne dersiniz ?

Vanessa Arthur'a yardım edecek mi dersiniz ?

Eee bu ikiliden bir aşk çıkar

🍁Yorumlarınızı bekliyorum 🍁

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen2U.Pro