⌜Episode 1⌟

Màu nền
Font chữ
Font size
Chiều cao dòng

Jongin önündeki dosyaları bir büyükbaba edasıyla incelerken telefonu ısrarla çalmaya başlamıştı. Genç ceo göz devirerek arayan kişiye baktı. Bu kişi kuzeni Chanyeol'den başkası değildi. Yine saçma bir şey için aramıştır diye onun aramasını reddetti. Lakin Chanyeol yine onu aramaya başladı. Jongin sinirle telefonu açtı.

"Ne oldu lanet insan?"

"Jongin başım dertte. Yardımına ihtiyacım var."

Jongin seslice iç çekti. "Neler olduğunu anlatacak mısın?"

"Baekhyun'u geçen gün terketmişim. O da benden intikam alıp basın açıklaması yapacakmış. Biz Chanyeol'le çıkmıştık gibi şeyler söyleyip idolluk kariyerimi mahvetmek istiyormuş. Bir şeyler yap."

"Sen ve senin sevgililerin. Ne yapabilirim ki ?"

"Baekhyun'la karşılıklı konuş para falan teklif et. Ben yapardım
ama telefonlarımı açmıyor artık. "

"Baekhyun denilen adamın adresini falan at."

"O dizi setinde şuan. Dizi setinin konumunu atıyorum sana."

Üç dakika sonra telefonuna gelen konuma bakar bakmaz doğruca odasından çıkıp doğruca arabasını park edilen arabasının yanına gitti. Şoförü onu görünce direk kapıyı açtı. Jongin 'de araca binince şoförde kapıyı kapatıp direksiyonun olduğu koltuğa bindi.

"Nereye gidiyoruz Bay Jongin?"

Elindeki telefonu şoföre uzattı. "Şu konumdaki yere götür beni."

"Emredersiniz Bay Jongin." Dedikten sonra arabayı sürmeye başladı. Jongin de dışarıya doğru bakmaya başladı. Yine kuzeni olacak herifin arkasını toplamaya gidiyordu. Onun sorumlulukları her şekilde üstüne yük gibi binmişti. İlk etapta koca holdingi iki kuzen yönetmesi gerekirken Chanyeol'un idol olma sevdası yüzünden şirketin yükü ona binmişti. Şimdi de onun arkasını toplamaya başlamıştı. O sırada telefonu yine çalmaya başlamıştı. Jongin baktı telefonuna hemen. Bu sefer ki arayan kişi annesiydi.

"Efendim anne?"

"Jongin ah yarın saat 4'te randevun var. Kız büyük bir şirketin varisi. Güzel bir anlaşmalı evlilik olabilir."

Annesinin dediği şeye göz devirdi. Bi de başında bu vardı işte..30 yaşına geldi diye annesi onu evlendirmeye çalışıyordu. Bu yüzden de sürekli birileriyle randevuya çıkma peşindeydi. Bu sinir bozucu bi durumdu işte.

"Anne bunu sonra konuşuruz kapatmam gerek. "

"Ama Jongin--" Annesinin dediğini dinlemeden telefonu suratına kapattı Jongin. Bu kadarı yeterdi.

"Bay Jongin istediğiniz yere geldik efendim. " Jongin dışarıya göz gezdirdikten sonra doğruca araçtan indi ve dizi setine doğru yürümeye başladı. Sette elinde kıyafetle dolaşan bir kadını durdurdu.

"Bay Byun'u arıyorum nerede acaba ?"

"Bay Byun üzerinde bol siyah ceket olan kişi. Şimdi gelir birazdan."

"Teşekkürler." Der demez Baekhyun'u beklemeye başladı. Yaklaşık on dakika sonra kendine büyük gelen siyah bir ceket giymiş bir adam gördü. Büyük gözleri ve dudakları vardı. Chanyeol bu çocukla ne fındıklar kırmıştır kim bilir diye aklından geçirdi ve doğruca çocuğun yanına doğru gitti..

"Merhaba ben Kim holdingin ceosu Jongin. Sizinle dışarı da önemli bir konu hakkında konuşabilir miyiz ?"

Bir ceonun onunla ne işi vardı? Genç adam kuşku dolu gözlerle Jongin'e baktı. "Olur konuşalım. " dedi en sonunda. Neler olduğunu merak ediyordu içten içe..

"Şurada bir pastane var. Oraya gidip oturalım."

Genç adam itaatkar bir şekilde Jongin'i takip etti. İkisi Choco Bank adındaki bir pastanenin önünde durdular. Pastanenin teması garipti ve üzerinde sihirle yapılan ürünlerimiz sizleri bekliyor yazıyordu. Aptalca bir pazarlama yazısı diye içinden geçirdi Jongin. Sonra ikisi pastanenin içine girdi. Pastaneye girer girmez fantastik filmlerden fırlamış gibi duran bir adam belirdi karşılarında.

"Hoşgeldiniz Choco Bank'a..Büyülü lezzetlerimiz sizi bekliyor."

Ikili etraflarına bakındı pastanede kendilerinden başka kimse de yoktu. Adamın işaret ettiği bi masaya oturdular. Adam hemen elindeki menüyü onlara uzattı. İkili menüye baktı.

"Ben bir kahve istiyorum. " Bunu der demez Kyungsoo'ya baktı Jongin. "Ben de bi kahve alayım o zaman." Diye ekledi Kyungsoo'da

Fantastik filmlerden çıkmış gibi görünen adam üzgünce onlara baktı. "Malesef içecek bir şeyim yok bugün. Ama size güzel pastalarımdan getireyim hemen." Bunu der demez adam onları dinlemeden hızlıca mutfağa gitti pastaları hazırlamak için. O sırada Jongin'de etrafa bakınıyordu. Sanki film setinin içinde gibiydi. Choco bank adlı pastanenin dekoru bu şekildeydi işte.

Yaklaşık iki dakika sonra adam elindeki pastalarla geldi. Çilekli pastayı Kyungsoo'nun önüne koydu. İkili birbirine şaşkınca bakarken servis yapan adam ikisine gülümsedi.

"Size afiyet olsun." Dedikten sonra yanlarından ayrıldı. İkili aynı anda pastalarından tattıklarından sonra Jongin konuşmaya başladı.

"Öncelikle Chanyeol hakkında bugün yapacağın basın açıklamanız konusunda konuşmak istiyorum." Dedi ciddi bir şekilde Jongin.

"Ne saçmalıyorsun sen ?" Kyungsoo pastasını çiğnerken çatalıyla tabağındaki pastalarla oynuyordu.

"Asıl saçmalayan sensin Chanyeol seni terk etti diye onun kariyerini bitirmeye çalışman fazla gereksiz. Biraz olgun olmalısın. Neyse sana belli bir miktar para veriyorum. Bunu sus payı olarak gör. " Jongin para dolu zarfı genç adamın önüne uzattı.

"Öncelikle ne saçmalıyorsun bilmiyorum ama ben Do Kyungsoo. Ve tanıdığım tek Chanyeol 'de ünlü bir idol. "

Jongin anlamaz gözlerle ona baktı. "Ne yani sen Byun Baekhyun değil misin? "

"Hayır tabiki ben onun dublörüyüm sadece."

Jongin şaşkınlıktan ağzı açık bir şekilde ona baktı. Baekhyun yerine dublörünü bulmayı nasıl başarmıştı hala aklı almıyordu. Her zaman ki gibi telefonu çalmaya başladı. Arayan yine Chanyeol'dü. Hemen açıp telefonu kulağına götürdü.

"Aloo---"

"Jongin seni lanet herif Baekhyun'un basın açıklaması yapmasını engelle dedim iyi ki de. O küçük sürtük açıklama yaptı tüm Kore beni ve onu konuşuyor. Büyük bir skandala imza attım sayende. Çok sağol yani.."

🌸🌸🌸🌸🌸🌸

Bu iki şaşkının hayatı iki hafta sonra başlayan yağmurla yeniden birleşti. Bu birleşme evlilik gibi değildi tabi. Bilimsel olarak açıklaması da imkansızdı. Olaylar aynen şöyle başlamıştı. Bir gün Jongin gözlerini açtığında kendini farklı bir yerde buldu. Buraya nasıl geldiğini anlamlandırmaya çalışırken tesadüf eseri aynadaki yansımasını gördü. Bunu görür görmez çığlık atmaya başladı.

"Niye bağırıyorsun sabahın köründe Kyungsoo ?" Saçları sarıya boyanmış aksanlı bir şekilde korece konuşan adam gözlerini ovalayarak demişti bunu.

"Sen de kimsin ?"

Sarı saçlı çocuk onun dediği şey karşısında göz devirdi. "Yah ben Luhan. Senin kafan iyi mi ? Ekip arkadaşlarınla dün gece içtin mi yoksa ?"

"Bak ben Kyungsoo değilim tamam mı? Ben Kim Jongin'im. Ama sabah uyandığımda kendimi arkadaşının bedeninde buldum. Nasıl oldu bilmiyorum. Kyungsoo denen lanet herif nerede ?"

Luhan ona şaşkınca baktı. Ev arkadaşının ne saçmaladığını anlayamıyordu.

"Soo sen hiç iyi görünmüyorsun. Bugün randevu falan alacağım seni psikyatriste götüreceğim."

Jongin onun dediğini dinlemiyordu çünkü o sırada aklında deyim yerindeyse şimşek çakmıştı. Kendi Kyungsoo'nun bedenine geçtiyse Kyungsoo da onun bedeninde olabilirdi. Yanı şimdi kendine ait olan eve gidecekti. Tam dışarı çıkmak için hazırlanırken cüzdanının olmadığını farketti. Taksiye falan binmek için paraya ihtiyacı vardı. O sırada adının Luhan olduğunu öğrendiği sarışın çocuğa baktı.

"Bana para verir misin borç olarak. Sana faiziyle geri ödeyeceğim. "

"Maaşını dün almıştın. Hepsini ne ara bitirdin?"

"Açıklamak için zamanım yok. Gitmem gerek ve paraya ihtiyacım var." Yalvaran gözlerle sarışın çocuğa baktı. Luhan da cüzdanını getirip içinden bir miktar para çıkartıp Jongin'e uzattı.

"Bu yeter mi ?"

Jongin parayı hızla alıp başını salladı. Sonra doğruca evden uzaklaşıp bir taksiye bindi. Bu bilinmezliği çözmek için sabırsızlanıyordu.

↺ BÖLÜM SONU ↻

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen2U.Pro