intro

Màu nền
Font chữ
Font size
Chiều cao dòng

she's a thief in the night to come and grab you, she can creep up inside you and consume you...

"charles bu performansı mutlaka izlemeliyiz. bir arkadaşım onu st.tropez'de izlemiş ve bayılmış. sana spotify'dan bir sürü şarkısını dinlettim. o, martin garrix'in kadın versiyonu gibi..." alexandra, bu akşam jimmyz'de sahne alacak ünlü bir dj'in performansına ne kadar çok gitmek istediğini 1 saattir durmaksızın anlatıyordu.

"alex pekala senin onu ne kadar sevdiğini anladım bebeğim ama yani bunu son gün söylemen işimi tamamen zorlaştırıyor. onu normal alandan izlemek istemiyorsun ve vip dolmuş."

"biliyorum ama... bir şey yapamaz mısın?" yanağıma bir öpücük bırakıp "lütfen aşkım..." dediğinde başımı geriye atmıştım.

"pekala... pekala... bu kadar ünlü bir dj'se lando mutlaka oraya gidiyordur. onu arayıp vip locasına girebilecek miyiz bir bakalım." alexa, kollarını bana sarıp "teşekkürler teşekkürler teşekkürler..." diye çığlık attığında gülümseyip ellerimi saçlarında gezdirmiştim.

"senin için her şeyi yapabilirim bebeğim... şimdi izin verirsen lando'yla konuşacağım."

"pekala pekala... ben balkondayım. sen de lando ile konuş." dedikten sonra balkona çıkmıştı.

telefonumdan lando'nun numarasını bulduktan sonra onun aramıştım.

"charles! beni yaz arasında bile arayacak kadar bana aşık olduğunu bilmiyordum..."

gülüp "hah evet sana olan aşkım beni mahvediyor lando..." demiştim.

"pekala tamam... konuya dönelim.bir sorun mu var yoksa gerçekten bana aşık mısın?"

"yani pek de sorun sayılmaz ama... bu akşam jimmyz'de çıkacak dj'e gelmek istiyoruz yani alexa istiyor. bunu bana bugün söylediği için vip giriş bulamadım. ve... senin orada olabileceğin aklıma geldi."

"ah evet, gidiyorum. nora,max ve martin'in yakın arkadaşı. max ve martin'le martin'in sahne pass'i ile gireceğiz. sizin gelmenizin de sorun olacağını sanmıyorum."

"ah... anladım." güldükten sonra "öyleyse akşam kapıda görüşürüz." demiştim.

"tamamdır." lando telefonu kapattıktan sonra kız arkadaşım alexandra'ya seslenmiştim.

"charles! o çok iyi! bu harika! teşekkür ederim canım!" dedikten sonra alex kollarını boynuma dolamıştı. onunla birlikte dans ederken gözlerim dj kabinindeki nora'yla buluşmuştu.

onu bir yerden tanıyor olduğuma emindim... ondan gözlerimi alamadığım gerçeği de bir başka konuydu.

kısa bir süre sonra nora, mola vermişti. alex de lavaboya gideceğini söyleyip locadan ayrılmıştı. nora, olduğumuz yere doğru gelirken onu süzme şansım olmuştu.

mavi gözleri... sarı saçları, ince omuzlarının üzerine dökülüp parlak dökümlü elbisesiyle harika bir uyum oluşturmuştu.

"ona bu yüzden medusa diyoruz.... gözlerine bakarsan taşlaşırsın cha." lando kulağıma fısıldayıp güldüğünde transtan çıkmıştım.

nora; sıkıca martin'e, max'e ve onun kız arkadaşı stella'ya sarılmıştı. ardından lando'nun yanına gelip ona sarıldıktan sonra bana dönmüştü. "merhaba!" deyip elini uzatmıştı.

uzattığı eli sıktıktan sonra gülümsemiştim. "merhaba."

"ben nora!" diye kendini tanıttıktan sonra ben de kendimi tanıtmıştım. "memnun oldum, ben de charles."

alexandra o sırada tekrar yanımıza gelmişti. nora onu fark ettikten sonra yine gülümseyerek "merhaba, ben nora." diye kendini tanıtmıştı.

alex, büyülenmiş gibi ona bakarak "alexandra, memnun oldum." demişti. nora, hızlıca ona sarıldıktan sonra ayrılmıştı.

birkaç adım geri attığında martin de yanına gelmişti. "holger nerede?" diye sorduğunda lando'ya bakmıştım.

"nora'nın erkek arkadaşı. tenisçi, holger rune." diye açıklama yapmıştı.

nora omuz silkip "bilmiyorum, us open için antrenmanlarını sıklaştırmış. düzenini bozmak istemedi, ben de zorlamadım." demişti

max'in ona uzattığı cin tonikten birkaç yudum aldıktan sonra lando'ya dönüp "eee, bu akşamın sonuna doğru sen de çalacak mısın? geçen sefer, londra'da söz verdin lando. birkaç şarkı bile olsa çalmalısın!" diye söylenmişti.

lando gülerek "pekala pekala bu kadar ısrar ediyorsan... martin'le birlikte bir tane çalarım." demişti.

"beni buna karıştırma." martin'in gülerek söylediği sözler üzerine nora onun omzuna vurmuştu. "bana borçlusun, senin için ushuaïa'da çaldım!" deyip gülmüştü.

stella, ben ve alex'in bakışlarını fark etmiş olacak ki açıklama yapmaya girişmişti. "nora ve martin'in sahne aldığı yerlerde genelde hep birlikte oluyoruz. aralarında böyle atışmalar oluyor. bazen birbirlerinin yerine geçiyorlar." diye açıklamıştı.

başımla onaylamıştım. nora tekrar sahneye dönerken max yanıma gelmişti. "selam dostum, bu akşam geleceğini bilmiyordum."

gülüp "biraz ani oldu, alex nora'yı seviyor ve bunu bana son gün söylediği için loca bulmam imkansızdı. lando'dan rica ettim." demiştim.

"harika bir karar, bu arada nora'yı hatırlıyorsun değil mi?"

yüzümü buruşturup ona baktığımda başımı yavaşça iki yana sallamıştım "hatırlamam mı gerekiyor anlamadım?"

max gülüp "nora, nora mateschitz... f3'te her yarışa gelen patronun kızı... o zaman küçüktü ama pek değişmedi. tanırsın sanmıştım." dediğinde boş bir şekilde suratına bakıyordum "hadi ama, sürekli peşimde dolanan küçük sarışın kız."

"ah nora! hatırladım, sürekli sorular soran küçük kız. bu o mu!? aman tanrım! ne kadar değişmiş."

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen2U.Pro

#âu