0.0

Màu nền
Font chữ
Font size
Chiều cao dòng

"Max? Beni dinliyor musun?" Nora, kolumu sertçe dürtüp bana bunu sorduğunda gözlerimi ona çevirmiştim. "Üzgünüm tatlım, ne diyordun?"

"Diyordum ki, Victoria ve Tom için alacağımız hediyeye karar vermeliyiz."

"Haklısın, sen seç ve ikimiz adına satın al olur mu canım?"

Nora, durakladıktan sonra "Ah pekala..." diye cevap vermişti. "Max ciddiyim sorun ne? Bugün berbat görünüyorsun. Ayrıca söylediğim tek bir kelimeyi bile umursamıyorsun. Dostum eğer sıkıldıysan annemde kalabilirim. Israr ettiğin için buradayım."

Kolumu onun omzuna dolayıp başına bir öpücük kondurduktan sonra "Nora saçmalama lütfen. Sen benim kız kardeşimsin. Ayrıca beni sıkabilecek son insansın. Yalnızca bugün biraz durgun hissediyorum." demiştim.

Yeşil gözlerini bana çevirip "Stella ve Lewis ile alakası olma olasılığı?" diye sorduğunda başımı geriye atmıştım.

"Ah sanırım bu yüzde yüz demekti."

"Üzülüyorum... Onu gerçekten sevmiştim Nora. Gerçekten."

Başını bana daha da yaslayıp elleriyle sırtımı sıvazladıktan sonra "Ah Maxy... O da seni gerçekten sevmişti." diye cevap verdiğinde "Hı-hı elbette..." diyerek onu geçiştirdikten sonra kollarından ayrılıp balkondan içeri ilerlemiştim.

"Max kaçamazsın. Bunları konuşmadığın sürece aşamazsın. Aman tanrım?! Kime diyorum!?"

"Nora,oyun oynayacağım tamam mı? Bana biraz zaman ver. Sonra istediğin konu hakkında istediğin kadar konuşabiliriz tatlım."

Onu öylece balkonda bıraktıktan sonra monitörün ve oyun kollarının olduğu odaya girip kapıyı kapatmıştım.

Telefonuma son kez bakmak için elime aldığımda Instagram akışıma Stella'nın gönderileri düşmüştü.

Ah harika! Haftasonları padokta gördüğüm yetmiyormuş gibi bir de burada karşıma çıkmıştı. Stella'yı takibi bırakmalıyım. Gerçekten.

İç geçirerek fotoğraflara bakmaya başlamıştım.

O, Lewis'leyken benimle hiç olmadığı kadar mutlu görünüyordu. O ve Lewis, sanki birbiri için yaratılmış gibiydi.

Harika... Odadan çıktıktan sonra Nora'nın ismimi seslenen tiz sesi kulaklarımı doldurmuştu.

"Max! Nereye!? Pardon! Kime söylüyorum ben?!" Hızlı adımlarla yanıma gelip kapıya varmadan beni yakaladığında "Vazgeçtim. Hava alacağım. Tamam mı Nora?" diyerek onu geçiştirmiştim.

"Ne tesadüf! Ben de! Hadi!" sırıtarak yüzüme bakan kız kardeşime bakıp iç çekmiştim.

"Sana küfretsem bile yanımdan gitmeyecekmişsin gibi hissediyorum."

"Çünkü öyle... Max... Neden sana yardımcı olmama izin vermiyorsun?"

Gözlerimi devirip "Çünkü yardıma ihtiyacım yok Nora." dedikten sonra asansöre ilerlemiştim. Nora da peşimden gelmişti.

"Ah hadi ama... Beni kandıramazsın! Üzgün ve kırılmış olduğunu 33 kilometre öteden görebiliyorum."

Saçma söylemiyle dudaklarım yukarı doğru kıvrılmıştı. "Zorlama Nora. Sana bir şey anlatamayacağım. Şu an tek odaklandığım şey Monza yarışı."

"Pekala... Susuyorum öyleyse... Belki de asla tekrar konuşmam... Asla... Asla..."

Gülerek başımı iki yana salladıktan sonra "Tekrar konuşmam dedikten sonra bile konuşuyorsun. Sana inanmamı beklemiyorsun herhalde." dediğimde kalbini gösterip "Onu kırdın seni kötü yaratık..." dediğinde kahkaha atmıştım.

Kolumu omzuna dolayıp kendime çektikten sonra ona sarılmıştım.

"Aman tanrım! Boğuluyorum sanırım! Beni kurtarın..." dediğinde gülmüştüm. "Sana daha fazla sevgi gösterisi yapmayacağım Nora May Mateschitz-Verstappen... Bunu hak etmiyorsun."

Kollarımdan kurtulduktan sonra saçlarını savuşturup "Ah böyle yapacaksan yapma zaten Max! Tanrı beni alması için Yüce İsa'yı gönderdi sandım!" dedikten sonra asansörden çıkmıştı.

"Drama kraliçesi..." diye mırıldanarak peşinden ilerlediğimde bana dönüp öpücük atmıştı.

Bir süre konuşmadan birlikte sahile doğru ilerlemiştik. "Söylesene... Charles Leclerc tam olarak nerede oturuyor?"

Yüzümü buruşturup "Bu da nereden çıktı böyle?" diye sorduğumda omuz silkip "Hiç... Bir arkadaşım merak ediyordu..." diye yanıt vermişti.

Gözlerimi kısarak ona baktıktan sonra "Arkadaşın, alter egon olabilir mi? Yalnızca bir soru..." diye sormuştum.

"Yakışıklı biri."

"Just an inçident!" diyerek sırıtıp önüme döndüğümde gözlerim karşı taraftan bize doğru yürüyen Stella ve yanındaki Lewis'in üzerinde gezinmişti.

Şok dalgası vücudumu sararken yutkunmuştum. Duraklamamın ardından Nora, araya girip ikiliye selam vermişti.

"Selam Stel! Ah merhaba Lewis! Nasılsınız?"

Gözlerim Stella'nınkilerle buluştuğunda onun da beni izlediğini fark etmiştim.

"Merhaba Nora, gayet iyi. Stella ile sahilde yürüyüş yapmak istemiştik. Ya sen nasılsın?"

"İyi sayılabilir." Lewis de ben de birbirimize bakmamak için özel bir çaba sarf ediyorduk. Nora... Bu küçük şeytanın padoktaki herkesle fazla yakın olması sinirlerimi bozuyordu. Herkesi tanıyamazsın Nora...

"Ya sen Stel?" Yeşil gözleri ikimiz arasında mekik dokuduktan sonra böyle söylemişti.

"Ah şey... İyi. Çok iyi. Çok mutluyum. Yani Lewis'le. Her şey güzel. Mükemmel." sözlerinin ardından gözlerimi denize çevirdiğimde Nora cevap vermişti.

"Wow... O zaman ne mutlu size! Sizin için mutluyum çocuklar." ardından koluma girip "Biz de yürüyüşe devam etsek iyi olacak. Görüşmek üzere!" dedikten sonra onlara el sallayıp hızlı adımlarla sağlarından geçip gitmiştik.

"Sizin için mutluyum çocuklar!" sözlerini taklit ettiğimde gözlerini devirmişti. "Ne yapmamı bekliyordun idyot?"

"Onlara selam vermeden geçebilirdik Nora. Farkında mısın bilmiyorum ama eski sevgilim ve en büyük rakibimle en yakın dostun gibi konuşuyorsun. Şaka yapıyor olmalısın."

"Teknik olarak Stella benim en yakın dostum zaten." gözlerimi onun üzerine diktiğimde "Ne var!? Çocukluğumuzdan beri onunla arkadaşız ayrıca o da benim gibi Avusturyalı." diye kendini savunmuştu.

"Sen Hollandalısın gerizekalı."

"Ah hayır! Annem Avusturyalı olduğuna göre ben de Avusturyalı sayılırım. Bu senin Belçikalı sayılmanla aynı şey."

Nora etnik kökenini bana anlatırken bir süre sonra dikkatim telefonuma gelen mesaja kaymıştı.

Stella Wolff
Tekrar görüşme şansımız var mı?
Ya da bu gece seni arayabilir miyim?

nemioka yapiyorum bu isi biraderim icin

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen2U.Pro