HAVADA KALAN YUMRUKLAR

Màu nền
Font chữ
Font size
Chiều cao dòng

Bu bölümde fazla Nalu yok. Ama diğer bölüm bol bol olacak. Bölüm sonuna geldiğinizde spoiler verdiğimi anlayacaksınız. Neyse ben kaçtım...

Yazar-chan:

------------Sabertooth Loncasında----------

"Sting, iyi misin?"

Sting biraz düşüncelidir. Ona seslenen Rogue'yu sonradan duymuştur.

"Ha? İyiyim merak etme."

"Hadi ama seni tanıyorum. Bir şey oldu."

"Hotaru..."

"Kaybetti ama endişelenme. Daha yolun başındayız."

"Konu kazanıp kazanmamak değil. Hotaru aşağıda birilerine hakaret etti. Bir usta olarak ona bunun yanlış olduğunu göstermeliyim."

"Ah doğru. O zaman revire gidelim."

"Tamam, hadi gidelim."

İkisi revire doğru giderler. Sting ve Rogue yol boyunca konuşmazlar. Aralarındaki bu garip sessizliğe anlam verememişlerdir. Tek düşündükleri Hotaru idi. Biraz kısa boyluydu. 16 yaşındadır. O loncaya geleli yaklaşık dört ay olmuştu ama gücü onun yedek takımda olmasına yetmişti. Kadın haklarını savunan biriydi. Fakat erkeklerle alıp veremediği bir şeyler vardı. Ayrıca biraz kabaydı.

-----------------------------------------------

"Sona ikimiz kaldık demek." (Katrin)

"Öyle görülüyor." (Elfman)

"Bir şeyi merak ediyorum. Sen savaştın ve yorgunsun. Ama ben savaşmadım ve gayette zindeyim. Peki bu dövüş adil olacak mı?" (Katrin)

"Hey dövüşmeyen sensin. Bu benim sorunum değil. Hala savaşacak gücüm var." (Elfman)

"15 dakikanız kaldı. Bence dövüşmeye başlayın-kabo. Yoksa ikinizde 5 puan kazanacaksınız." (hakem)

"O zaman ne duruyoruz, başlayalım." (Katrin)

"Hadi bakalım." (Elfman)

--------------------------------------------------

Sting ve Rogue revire vardıklarında kapıda bir nöbetçi vardı.

"Sabertooth'tan Hotaru burada mı kalıyor?"

"Evet, kim sormuştu?"

"Ben Sabertooth ustası Sting."

"(hazır ola geçer) Üz-üzgünüm efendim. Buyrun içeri geçin. Soldan ikinci kapı."

"Teşekkürler."

Kapı açılır ve nöbetçinin tarif ettiği odaya girerler. Hotaru sedyede yatıyordur. Boynunda şu boyunluklardan vardır. Muhtemelen kırılan çenesi içindi. Bilinci yerindedir.

"Ee ufaklık, nasılsın bakalım?" (Sting)

"(kısık sesle) Mas-Master-san. Bu-ra-da"

"Seni merak ettik. Daha iyi misin?" (Sting)

"Çenem da-ha iyi ola-bi-lirdi." (Hotaru)

"Konuşabildiğine göre önemli bir şey yok. Muhtemelen birkaç güne iyileşirsin." (Rogue)

"Uma-rım." (Hotaru)

"Belki sırası değil ama sana bir şey soracağım. Neden birilerine hakaret ettin?" (Sting)

"Mas-ter-san... Ben-" (Hotaru)

"Ya da neyse cevaplama. Ama şunu bil ki insanlara ne olursa olsun hakaret etmek yanlıştır. Çünkü sen de dahil herkesin bir kusuru vardır. Sırf bu kusurlar için hakaret etmek kendine ve sevdiğin insanlara da  hakaret etmek demektir. İnsanlar kusurlarıyla yaşıyorlar. Bu yüzden bunları görmezden gelmeliyiz, tamam mı?" (Sting)

"(gözleri dolar) Mas-ter..." (Hotaru)

"Hadi Rogue biz gidelim. Hotaru dinlensin. Umarım anlamıştır." (Sting)

Hotaru anladım anlamında başını sallar ve onlardan kendi adına Fairy Tail'e özür dilemelerini ister. Böylelikle Fairy Tail'e doğru yol alırlar.

------------------------------------------------------

Katrin hareket etmeyince Elfman ona doğru koşmaya başladı. Kollarını ve bacaklarını kaplan bedenine dönüştürdü. Aralarında 3 metre kaldığında Elfman birden durdu. Hareket etmeye çalışıyordu. Aslında edebiliyordu ama kıyafetleri buna izin vermiyordu.

"Ne oldu erkek adam? Neden gelmiyorsun? Karşındayım işte." (Katrin)

"Sen bana ne yaptın?" (Elfman)

"Hadi ama söylersem eğlencesi kaçar. Bırakta biraz eğleneyim." (Katrin)

Elfman birden yukarı doğru yükselir. O esnada kıyafetlerinin parladığını fark eder. Artık emindi sorun kıyafetlerindeydi.

"Hey kıyafetlerime ne ya-" (Elfman)

Demeye kalmadan son hızla aşağıya doğru çakılır.

"ELFMANNN..." (Mirajene)

"ABİİİ..." (Lisanna)

"Kızlar sakin olun. Eminim başaracaktır." (Master Makarov)

Master böyle dese bile o da endişelidir.

Elfman çok kısa süren baygınlıktan sonra ayağa kalkar. Yüzü kan içinde kalmıştır. Kıyafetleri artık parlamıyordu. İlk iş yüzündeki kanı temizlemek oldu. Sol kolunu zar zor hareket ettiriyordu. Çünkü yüzünü koruyabilmek için son anda sol kolunu yüzüne siper etti.

"Artık bana ne yaptığını söylesen diyorum?" (Elfman)

"Dur daha yeni başladım. Bu ısınma bile değildi." (Katrin)

Elfman'in kıyafetleri yine parlar ve havaya çıkar. Bu sefer fazla yukarıya çıkmaz. Ancak Katrin onu yerden yere çarpıyordur. Elfman her ne kadar mücadele etse de kendini durduramıyordur. En sonunda Katrin onu yerde bıraktı. Sol kolu iyice zedelenmişti. Her tarafı morluklarla doluydu. Bazı yerleri kanıyordu. Elfman yerde bilinçsiz bir şekilde yatıyordur. Fairy Tail ona seslense bile onları duyamıyordu.

"Sonunda işin bitti. Neyse zaten muhtemelen bir daha savaşmayacağız. Tabi buna savaş denilirse..." (Katrin)

Arkasına döner ve yürümeye başlar. Tam hakem kazananı açıklayacağı sırada Katrin kafasına taş yer. Arkasına baktığında gözleri faltaşı gibi açılır.

"Sen ken-dine erkek a-dam mı di-yor-sun? Er-kek adam raki-bini ar-kasında bırak-maz."

Elfman bunları söylersen yavaş yavaş ayağa kalkmıştır. Kalkarken yere birkaç damla kan damlamıştır.

"Ama ben erkek adam değilim. Bu yüzden beni bağlamaz. Yine de senin icabına bakmalıyım." (Katrin)

Katrin ona doğru yürümeye başlar. Tam Elfman'nin yanına gelip karnına tekme atacağı sırada Elfman fil bedenini ele geçirir. Ve hortumuyla bacağını yakalar.

"Pis hortumunu çek bacağımdan." (Katrin)

"Seni yakalamışken mi? Asla. Şimdi saldırma sırası ben de." (Elfman)

Hortumla Katrin havaya kalkar. Elfman onu sağa sola sallayarak dengesini kaybetsini sağlar. Sonra onu orta hızda yere atar. Katrin'nin başı çok kötü dönüyordur.

"Pis-pislik. Gel buraya. Daha son saldırımı yapmadım."  (Katrin)

Böyle der ama kafasını toplayamadığı için büyü yapamaz. Ayağa kalmaya çalışır ve kalkar. Yumruğunu havaya kaldırır. Elfman bunu görünce o da kaldırır. Tam birbirlerine yumruk atacaklarken

"Süre bitti. Savaş da sona erdi. Elfman ve Katrin 5 puan aldı-kabo."

sözleriyle dururlar. Yumrukları havada kalmıştır. Tüm bu çabalara rağmen ikisi de aynı puanı almıştır. O kadar geçen zaman, dökülen kan, yapılan emekler... Hepsi boşuna mıydı? Kimse bilemez. Yalnızca bilinen bu iki kişinin ne kadar çaba sarf ederse etsin aynı puanı aldığıydı. İkisi aynı anda yere yığılırlar. Elfman revire doğru götürülürken

"Üzgünüm minna. Ben denedim... Ama olmadı. Yine de arkamda olduğunuz için teşekkür ederim."

dediği söylenir.

-----------------------------------------------------

"O kaybetmedi. Sadece zamanı yoktu. Oradaki iki kişiyi yendi. Katrin'nin de yaraladı." (Gray)

"Haklısın. Hem bize ilk puanımızı kazandırdı." (Erza)

"O yaralara rağmen iyi dayandı." (Natsu)

"Gerçekten iyi iş çıkardı." (Lucy)

"Bizim kapılarda çabaladığımızdan daha çok çabaladı." (Gajeel)

"Erkek adam olduğunu ispatladı." (Samanta)

"NATSU-KUNNN..."

Herkes sesin geldiği yöne baktı. Gelenler Sting ve Rogue idi.

"Sting... Burada ne işiniz var?" (Natsu)

"Biz Hotaru adına özür dilemeye geldik." (Rogue)

"(kısık bir sesle) Sting'e sormuştum ama... Niçin özür diliyor?" (Natsu)

"Aşağıda Elfman'a söyledikleri için..." (Sting)

"Ha?" (Natsu)

"Ne yani duymadın mı?" (Rogue)

"Tabii ya şimdi hatırladım. Şey... Sorun değil. Sonuçta hatasını anlamış." (Natsu)

"Ne dedi ki Elfman'e?" (Lucy)

"Önemli değil." (Natsu)

"Kız sana ne dedi diye sordu..." (Erza)

"Hah. Bunu bir tek ben biliyorum. Merak edin de çatla-" (Natsu)

Erza kafasına bir tane geçirir. Natsu olduğu yerde sızar.

"Büyütülcek bir şey yok. Siz bunu Elfman'e iletin yeter. Ayrıca Hotaru ayrıca bir özür dileyecek." (Sting)

"Tamam biz Elfman'e söyleriz." (Erza)

Erza ve diğerleri Elfman'nin yanına gider. Orada Natsu, Lucy ve Sting  kalır. Rogue içecek bir şeyler almaya gider.

"Bu arada tebrikler. İlk oyunda puan kazanmışsınız." (Sting)

"Teşekkürler. Hotaru da güçlüydü." (Lucy)

"Evet öyledir. Sonuçta Sabertooth üyesi." (Sting)

Kısa bir sessizlik olur.

"Ha aklıma gelmişken... (sırıtır) Natsu-kun'la mutluluklar." (Sting)

"Sen nasıl-?? Tabii ya Happy..." (Lucy)

"Nere-deyim??? (başında yıldızlar uçuşur)" (Natsu)

"Natsu-kun sonunda uyandın. Erza-san gerçekten de korkutucu olabiliyor." (Sting)

Hırçın bir şekilde kalkar.

"ONDAN KİM KORKUYOR BE???" (Natsu)

İkisi ona garip bir şekilde bakar.

"Ne-neyse. Natsu-kun sarışınla çıkıyormuşsunuz. Neden söylemedin?" (Sting)

"Neden söyleyeyim?" (Natsu)

"Böyle yapma Natsu-kun. Biz arkadaş değil miyiz?" (Sting)

"Öyle ama..." (Natsu)

O sırada Rogue gelir. İçecekleri onlara verir.

"Hey bakın. Diğer savaşlar açıklanıyor." (Rogue)

"Evet sayın seyirciler. Bugünkü ilk savaşımızı izledik. Sırada 3 savaş daha var. Ancak bunlardan biri özel olacak. Yani her gün için özel bir savaş. Belli bir konusu olacak ve yarışmacılar ona göre savaşacak. Her lonca bu durumdan faydalanacak. Şimdi buna örnek olacak bir savaş izleyeceğiz." (Sunucu)

"Sıradaki savaşın adı Ahenk Savaşı. Farklı takımlardan bir bayan bir erkek olmak üzere  iki çift, büyülerini kullanarak savaşacak-kabo." (Hakem)

"Bu savaşa girecekler takımlar..." (Sunucu)

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen2U.Pro