5. BÖLÜM

Màu nền
Font chữ
Font size
Chiều cao dòng

Keyifli okumalar....

"Sen Kaan'ı nereden tanıyorsun?" Bu adamın Kaan'ı biliyor olması benim gerçek kimliğimi bildiği anlamına gelirdi ama benim gerçek kimliğimi aradığına göre biri ona Kaan'la ilgili bir şeyler demiş olmalıydı. "Cevap vermeyecek misin?"

Bir süre sabırla cevap vermesini bekledim. O ise sadece yüzüme baktı. En sonunda silahı alnına dayadım. "Bir de böyle sormamı istersin sanırım. Kaan'ı nereden tanıyorsun ya da Kaan'ı nereden biliyorsun?" Cevap vermedi ve yüzüme bakmaya devam etti.

"Biliyor musun Revan beni çok hafife alıyorsun." Deponun girişinde bulunan masaya doğru ilerleyip çekmeceyi açtım. İplerden en kalın olanını alıp Revan'ı iple bağladım. Sağ kolunu hedefleyip silahı ateşledim. Çığlık ile kendini öne doğru attı. Düşmesini engelleyip sol elimin baş parmağı ile kurşunun girdiği yere bastırmaya başladım.

"Be...be...ben" Revan'ın kekelemesi yüzümde şeytani bir gülümsemeye neden oldu. Konuşmasına izin vermedim.

"Şşşş. Daha yeni başladık Revan, gücünü sonraya sakla." Sağ bacağına ateş edip ayağım ile kurşunun girdiği yere bastırmaya başladım. "Hadi bir düşünelim. Benim kim olduğumu, adımı bilmediğini göz önüne alırsak Kaan'ı sana biri söylemiş olmalı. Yani Revan bana söyleyeceğin bir isim ailenin hayatını kurtarır."

"Tamam tamam söylüyorum. Deneyin başındaki doktor."

"Bana yalan söyleme. O ölü." Kendi ellerimle öldürdüğüm adamın dirilecek hali yoktu ya.

"Bütün bu deney fikrinin sahibi. Reyhan. Reyhan Karaca."

"Öyle birini tanımıyorum ama yine de sağol." Silahı kafasına dayadım.

"Dur dur konuşursam hayatım kurtulacaktı hani." Sen o şansı beni uğraştırırken kaybettin.

"Senin değil ailenin." Tetiğe basmamla birlikte her yere kan sıçramıştı.

Revan'ın cebinden arabanın anahtarını aldım ve cesedini orada bırakarak depodan çıktım. Cesedin bulunması epey zaman alırdı. Belki temizletirdim.

Arabaya binerek cadının yanına doğru sürdüm. Bakalım cadı bu kadın hakkında neler biliyor. Gaza yüklenerek birkaç dakika içinde cadının evine gelmiştim. Aradan inip kapıya doğru yürüdüm. Elimi kapıyı çalmak için uzattığım sırada kapı açıldı. Manyak karı, tuhaf güçlerini kullanmasa olmaz zaten.

"Ben de seni bekliyordum. Tam bu saatte geleceğini görmüştüm. Evet ne buldun."

"Çok meraklısın herhalde kapı önü dedikodusu yapmaya geç içeri," diyerek gözlerimle içeriyi gösterdim.

"Aman huysuz tamam giriyoruz." Cadıyla birlikte içeri girdik. Kendimi pencerenin önünde bulunan tekli koltuğa attım.

"Revan'ı öldürmüşsün. Ruh kokusu sinmiş üstüne."

"Evet. Bir isim söyledi ve yer yüzünden ayrıldı."

"Sadece bir isim söylememiş belli ki düşüncelerin karışık."

"Seni kocakarı beynimi rahat bırak."

Karşımda bulunan koltuğa oturdu. "Anlat bana Maske. Senin kadar ben de eski hayatıma dönmek istiyorum ama yapamıyorum."

"Reyhan Karaca kim?"

Koltuktan kalktı masasına doğru ilerledi. Birkaç şey yaptıktan sonra "Deneylere parasal destek sağlayan eski bir doktor."

"Buna benim deneyim de dahil mi?"

"Evet."

"İnsan mı?"

"Bilmiyorum. Ne yapacaksın?"

"Revan'a yaptığımı ama önce kafese gitmem gerekiyor. Sonrasında ben onun yerini bulurum." Koltuktan kalktım ve kapıya doğru ilerledim. Cadı olduğu yerden bana bakarken "Duş almayı unutma ölü ruh kokuyorsun," dedi.

Kapıyı çarpıp çıktıktan sonra "O benim her zamanki kokum," diye mırıldandım.

Yorumlarınızı bekliyorum.

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen2U.Pro